Your browser is out of date!

This website uses the latest web technologies so it requires an up-to-date, fast browser!
Try Firefox or Chrome!

Spor Hukuku

Spor Hukuku, sporcu, kulüp ve federasyonlar arasında ortaya çıkan problemlere, hukukun genel ilkeleriyle bağdaşır çözümler bulan disiplindir. Özel hukukun bir dalı olarak kabul edilir. Uluslararası spor kuruluşlarının tüzük ve talimatları üye ülkeler için bağlayıcı nitelik taşımaktadır.

Av. M. Serhan Özdemir: Türkiye’de Menajerlik Sözleşmeleri
Bu kısa çalışmada, sporcu ve kulüp arasında hukuksal bağ kurmada önemli yeri bulunan sporcu temsilcileri yaygın kullanımı ile menajerler ve özellikle bu bağın kurulması için sporcuların veya kulüplerin menajerler arasında imzalamış oldukları sporcu temsilciliği sözleşmeleri Türk Spor Hukuku kapsamında ele alınacaktır.

Sporcunun ve kulüplerin haklarını korumak ve yükümlülüklerini ifada ona yardımcı olmak, desteklemek açısından günümüzde hem spor kulüplerinin hem oyuncuların temsilcilere ihtiyaç duyması,  sporcuların ve kulüplerin temsilciler ile olan ilişkilerinin gerek spor dallarının iç mevzuatıyla düzenlenmesini gerek kanunlarda yer bulmasını mecburi kılmıştır.

Bunlardan ilki, sporcu temsilciliği sözleşmelerinin Türk Hukukunda hangi tip sözleşme içine gireceğinin zorluğudur. İkincisi ise, sporcuların ve kulüplerin yabancı uyruklu olması durumunda sözleşmelerin uluslararası boyut kazanması ve sözleşmeden doğan uyuşmazlıkların çözümünde hangi yargı yolunun en etkin olacağıdır. Üçüncüsü ise, spor dallarının çeşitliliği sözleşmenin şeklini ve çeşitliliğini etkileyip etkilemediğidir. Bunların dışında, spor temsilciliğinde var olan etik problemler, özellikle lisanslı temsilcilerin yanında menajerlik hizmetinin imajına zarar veren lisanssız temsilcilerin varlığı, tip sözleşmelerin uygulanması gibi sorunlar karşısında Spor Federasyonlarının konuya yaklaşımı da bahsedilmeye değer olacaktır.

Bu nedenle, sporcu temsilciliği sözleşmelerinin değerlendirilmesinde yukarıda sıraladığım konular üzerinde durmak ve bunu da Türk Spor Hukuku’nda spor temsilciliği sözleşmelerinin en yaygın kullanıldığı Futbol ve Basketbol menajerliği üzerinden yapmanın gerekli olduğunu kanısındayım. Dolayısıyla, Sporcu Temsilciliği Sözleşmelerinin Türk Hukuku’ndaki yeri ve hukuksal boyutu hakkında kısa bir bilgi verildikten sonra Futbol ve Basketbol Menajerliği’nin ilgili mevzuatlara göre karşılaştırmalı olarak incelemeye çalışacağım.

I- Sporcu Temsilciliği Sözleşmelerinin Türk Hukukundaki Yeri ve Hukuksal

Boyutu:

Sporcu Temsilciliği Sözleşmeleri, yapısı itibariyle vekâlet ilişkisine dayanmaktadır. Oyuncu ya da kulüp, menajerin vermiş olduğu hizmetini kabul etmesiyle bir temsilci aracılığıyla hukuksal işlemlerinde temsil edilmektedir. Bunun karşılığında, temsilci genel kural olarak vermiş olduğu hizmete karşılık bir ücret kazanmaktadır. Bu sözleşmelerin isimlendirilmesi uygulanacak hukuk açısından önemlidir. Sporcu temsilciliği sözleşmeleri, Türk hukukunda mevcut olan; komisyon sözleşmesi, acentelik sözleşmesi, tellallık sözleşmesi ve vekâlet sözleşmesi türlerinden kısmi özellikler taşımaktadır. Dolayısıyla, sporcu temsilciliği sözleşmelerini karma nitelikte ve ismen tanımlanmamış bir sözleşme olduğu sonucuna varabiliriz. Sonuç itibariyle, bu sözleşmeler sui generis bir sözleşme değildir.

Sözleşmeler, federasyonların iç mevzuatlarıyla ve kanunlarla düzenlenmektedir. Ancak, kanunlar ve federasyonların iç mevzuatları arasında bir dağınıklığın bulunduğu da gerçektir.  Bu sözleşmelerin uygulanmasında ve yorumlanmasında ortaya çıkan uyuşmazlıkları çözmede genel olarak hangi yargı yolunun yetkili olduğu sözleşmelerin ait olduğu spor dalı ve federasyonların mevzuatlarıyla doğrudan orantılıdır. Örnek vermek gerekirse, Türk Basketbol Federasyonu’nca ( TBF) belirlenen tek tip sözleşme’ye uygun olarak düzenlenmiş sporcu temsilci sözleşmelerinden doğan uyuşmazlıkları çözümlemeye TBF’de yer alan yargı kurumları yetkili kılınmıştır. Bunun dışında, bu tip sözleşmeler dışında kalan sporcu temsilcileri sözleşmelerinden doğan uyuşmazlıklar Genel Mahkemeler tarafından çözümlenmektedir.

II- Türk Basketbol ve Futbol Federasyonu Tarafından Düzenlenen Sporcu Temsilciliği Yönetmelikleri ve Sözleşmeleri:

Türkiye’de futbol, gerek kodifikasyonun diğer branşlara oranlara üst düzeyde olması gerekse kitlelerin ilgisi açısından diğer spor branşlarının önünde yer almaktadır. Bunun dışında, dünyada ve Türkiye’de son yıllarda futbolla beraber diğer branşlara nazaran basketbol sporu yükselmektedir. Dolayısıyla karşılaştırmada esas olarak alınacak olan Türkiye Futbol Federasyonu Futbolcu Temsilcileri  Talimat’ının (TFFTT) ilgili maddeleri ile Türkiye Basketbol Federasyonu Oyuncu Temsilciliği Yönergesi (TBFTY) ve bu federasyonların düzenlemiş oldukları standart oyuncu temsilci sözleşmeleri  olacaktır.

Karşılaştırmalı inceleme bu tür sözleşmelerin hukuki yapısını biçimlendirmek ve bir sonuca varmak açısından faydalı olacaktır.

a) Temsilci olabilme koşulları;

TFFT’nin 5-a maddesine göre;  futbolcu menajeri olabilmek için, Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olmak veya en az 2 yıl Türkiye’de yasal ikametgâhı olması ve çalışma izninin olması gereklidir.

TBF’da ise, TBFTY’nin 12-5 maddesine göre; basketbol menajeri olabilmek için sayılmış olan 3 koşuldan herhangi birine sahip olmak gereklidir. Bunlar; Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olmak veya çalışma iznine sahip olmak veya en az 5 yıl süre ile Türkiye’de ikamet ediyor olmaktır.

Her iki talimatta menajer olabilmek için en az lise mezunu olmayı şart kılmıştır.

Bunların dışında, TFFTT’ye göre, menajer olabilme kriterleri arasında,  Uluslararası Futbol Federasyonu’nun (FIFA)  dillerinden en az birini bilmek gerekli iken, TBFTY’de yabancı dil şartı bulunmamaktadır.

Türkiye Basketbol Federasyonu, basketbol sporcu temsilcisi olabilmek için yukarıdaki koşulları sağlamış olan adayların değerlendirilmesi ve lisans verilebilme şartını yapılacak olan sınavdan başarılı olma koşuluna bağlamamıştır. Oyuncu temsilcisi seçimi TBF yönetim kurulu veya onun görevlendirdiği bir komisyon tarafından yönergedeki kriterlerin temsilci adayına uygun olup olmadığı şeklindeki değerlendirme sonucu ile yapılmaktadır. Türk Futbol Federasyonu’nda da ise değerlendirmeden öte başvuruya hak kazanan adaylar bir sınava tabii tutulmaktadır.  TFFTT’nin 7. maddesine göre; ön değerlendirmede başvuruları uygun bulunan sporcu temsilci adayları bir sınava davet edilmekte sınavdan başarılı olanlara ise futbol menajeri olabilme hakkı tanınmakta ve lisans verilmektedir. Yapılan bu sınavda FIFA etkin bir rol üstlenmektedir. Sorulacak soruları seçerek, yapılan sınavda uluslararası bir kriter getirmektedir. TFF tek bir sistem üzerinde sınavı yapılandırmaya çalışmaktadır. Dolayısıyla, TFF, menajer seçiminde oldukça objektif bir yön izlemektedir.  Oysa, TBF’deki uygulama tamamen sübjektif yoruma açık bir durumdadır.

İki federasyon arasındaki bu konu ile ilgili başka bir fark ise, Türk Futbol Federasyonunun her yıl tüm lisanslı futbolcu temsilcilerinin listesini FIFA’ya bildirirken, Türk Basketbol Federasyonu’nun bu listeleri FIBA’ya bildirme zorunluluğu bulunmamasından oluşmaktadır.

b) Sporcu Temsilci Sözleşmeleri ile Temsil Edilebilme Hakları Olan Kişiler:

Genel olarak sporcu temsilcileri, oyuncuları temsil etmektedirler. Bununla beraber, kulüpler, teknik direktörler, teknik direktör yardımcıları ve antrenörler sporcu temsilcileri tarafından temsil edilebilme hakları spor branşlarının uygulamalarına göre değişmektedir.

Türk Futbolu açısından, futbolcu temsilcisi kulübü temsil etme hakkına sahiptir. Ancak, Türk basketbol federasyonunda ise ilgili talimatın 13. maddesine göre oyuncu temsilcisi sadece oyuncuyu temsil etme hakkına sahiptir.

Teknik direktörler, teknik direktör yardımcıları ve antrenörler de TFFTT’nin 19. maddesine uygun olarak, futbolcu temsilcilerinin vermiş oldukları hizmetlerden faydalanabilirler.  Ancak, TBFTY 13.4’e göre ise, oyuncu temsilcisi hiçbir antrenör adına kulüplerle görüşme yapamaz. Bu tür hizmetler için antrenörler ancak avukatlardan destek alabileceği belirtilmiştir.  Ayrıca, basketbolcu temsilcileri hakkında, sözleşmesi bulunan oyuncunun, federasyon nezdinde idari işlem ve kararlar açısından başvuruda bulunma hakkına sahip olup olmadığı hakkında bir açıklama da ilgili talimatnamede yer almamaktadır.

c) Sporcu Temsilci Sözleşmeleri:

Gerek  TFF, gerekse TBF’de temsilci veya oyuncu bu talimatlar kapsamında oyuncu- temsilci ilişkisinden faydalanmak için öncelikle federasyon tarafından hazırlanmış standart temsilci sözleşmesini imzalamak durumundadır. Bununla birlikte, her iki federasyonda standart sözleşmeye ek bir sözleşme eklenmesi imkanını tanımaktadır.

Bu standart sözleşmelerin süresi TFFTT’nin 14. maddesine göre en fazla iki yıl olabilmektedir. Türk Basketbol federasyonu ise bu sözleşmelerin süresini, imzalanacak olan standart sözleşmeye eklenmiş olan 3. madde de düzenlemektedir. Bu maddeye göre, oyuncu ile kulüp arasında gerçekleşen kontratın süresinin sonuna kadar oyuncu ile temsilci arasında imzalanan standart temsilci sözleşmesinin devam edeceğini, oyuncu ile kulüp arasındaki sözleşme uzarsa, temsilci ile oyuncu arasındaki sözleşmenin de kontrat bitimine kadar uzayacağını belirtmiştir

Tescille ilgili olarak, TFFTT’nin 14. maddesi uyarınca, taraflar arasında 4 (dört) nüsha olarak imzalanmış olan bu standart sözleşmelerden biri 30 gün içinde TFF’ye tescil, diğeri ise kulüp ve oyuncunun tescilli olduğu ulusal federasyona tescil için gönderilmektedir. Ancak, TBF’de tescil için böyle bir şart yoktur.

d) Münhasırlık:

Türk Futbol ve Basketbol Federasyonlarının sporcu temsilcileri ile ilgili yapmış oldukları düzenlemelerde en önemli fark ‘münhasırlık yetkisi’nde ortaya çıkmaktadır

Zira, TBFTY’nin 15/2 maddesine göre ve standart oyuncu sözleşmesinin 5/2 maddesine göre ‘Bir oyuncu aynı anda sadece bir oyuncu temsilcisi ile sözleşme imzalayabilmektedir’’ hükmü ile TBF’ de temsilcisi ile sözleşmesi bulunan oyuncu münhasır olarak imzaladığı temsilcisine bağlı kalmaktadır.

Oysa, TFF’de ise, futbolcuya veya kulübe, sözleşme imzaladığı temsilcisi hakkında bu şekilde bağlayıcı bir şarta yer vermemektedir. Futbolcu temsilci sözleşmesinin 3. maddesi gereğince; taraflar, işbu sözleşme ile temsilciye tanınan hakkın münhasır olup olmadığı konusunu kendi aralarında kararlaştırılabilme hakkına sahip kılınmaktadır.

e) Yabancı Oyuncu Temsilciliği:

Bir diğer önemli fark ise yabancı oyuncu temsilcilikleri ile ilgilidir. TFFTT’de yerli veya yabancı oyuncu ile temsilcileri arasında düzenlenen sözleşmeler ile ilgili olarak bir ayırım bulunmazken, TBFTY’nin 17. maddesi yabancı oyuncu temsilciliğini ayrıca düzenlemiştir. Buna göre; Türkiye’ye transfer olmak isteyen her yabancı oyuncunun, Türkiye’de çalıştığı sertifikalı oyuncu temsilcisi bulunması zorunludur. (31.08.2006 tarihinde TBFTY de yapılan değişiklik ile eklenmiştir.)

f) Sözleşmelerin Feshi:

Sözleşmelerin feshi konusunda da Türk Basketbol Federasyonu ile Türk basketbol Federasyonu’nda ayırım bulunmaktadır.

TBFTY 13/5 ve 15/3 maddeleri temsilciler ile oyuncu arasındaki sözleşmenin feshi maddelerini düzenlemektedir. Basketbolcu ve temsilcisi TBF tarafından ilan edilmiş transfer dönemi dışında olmak ve 15 gün öncesinden bildirmek şartı ile sözleşmeyi her zaman tek taraflı olarak sona erdirebilmektedir. Bu işlemi 5 gün içinde TBF’ye de bildirmek durumundadır. Ancak oyuncu temsilcisinin münhasırlık özelliğinden dolayı sözleşmeden doğan hakları saklıdır.

TFFTT’de ise sözleşmenin taraflardan birinin isteği ile her zaman fesih edileceğine dair bir hüküm bulunmamakla birlikte yapılacak bir ek sözleşme ile bunu kararlaştırmak mümkündür. TFFTT’nin 12. maddesinin son fıkrası sadece münhasırlık maddesi olan sözleşme sahibi oyuncu temsilcisinin haksız fesihte tazminata hak kazanacağını belirtmektedir.

g) Oyuncu Temsilciliğinde Ödenecek Komisyon (Ücret):

TFFTT’nin 14. maddesi komisyon için alt ve üst sınırı belirlememiştir. Ancak sözleşmeden ücret tutarı anlaşılamıyorsa veya  bu konu belirlenmemişse komisyon oyuncunun yıllık brüt gelir üzerinden  %5 olarak hesaplanır. Bu brüt gelire,  ev, araba, ikramiye dâhil edilmez.

TBFTY’nin 15.5 maddesi gereğince basketbolcu temsilcisine oyuncu tarafından ödenek olan komisyon bedeli en az %3 en fazla % 6 olabilecektir. Bu tutarın hesaplanmasında oyuncunun kulüple yapmış olduğu baz sözleşme tutarı esas alınır.

TBFTY’nin 15.6 maddesine göre oyuncu, kulüp ile yapılan görüşme esnasında, transferin gerçekleşip gerçekleşmediğine bakılmaksızın,  temsilciye masraf, komisyon veya başka bir adla hiçbir ilave ödeme yapmak durumunda değildir.

TBFTY oyuncunun temsilcisine ne kadar süre içinde ödeme yapacağını da düzenlemiştir. İlgili Yönerge’nin 15.4 maddesine göre oyuncu kulüple yapmış olduğu sözleşmede belirlenen ödemelerin kendisine yapılmasını takip eden 10 gün içerisinde, temsilciye ödeme yapmakla yükümlüdür.

Daha önceden de üzerinde durduğum münhasırlık konusu ve sözleşmedeki münhasırlık şartı, temsilcinin alacağı komisyon ile ilgili bazı farkları da beraberinde getirmektedir. Örneğin, TFFTT’nin 14. maddesine göre münhasırlık yetkisi bulunmayan futbolcu temsilcisi, futbolcu ile kulüp arasında imzalanacak olan sözleşmede açık kimliği ve sıfatı bulunmadığı durumda, bu sözleşmeden dolayı herhangi bir hak talebinde bulunamamaktadır.

h) Yabancı Oyuncu Temsilcilerinin Hizmet Bedeli:

TFFTT ile TBFTY arasındaki diğer bir fark, yabancı oyuncuların temsilci hizmet bedelinde ortaya çıkmaktadır. TFFTT’de standart oyuncu temsilci sözleşmesi ile yabancı oyuncu temsilci sözleşmesindeki temsilciye ödenecek ücret arasında bir fark yoktur. Ancak, TBFTY’nin 18 maddesi ile yerli basketbolcuların aksine yabancı basketbolcuların transferinde, temsilcilere ödenecek hizmet bedelini, sözleşme bedelinin en fazla brüt %10 oranında ödenmesini hükme bağlamıştır. Yabancı oyuncu temsilcilik hizmet bedeli konusunda TBFTY’nin 18. maddesinin 2. fıkrası kulüplere de sorumluluk yüklemektedir.

i) Cezai Hükümler:

Cezai hükümler ile ilgili olarak Türk Futbol Federasyonu oyuncu temsilcileri ile futbolcu ve kulüpler arasında ayırım yapmıştır. Türk Futbol Federasyonun ilgili talimatnamesinin 15. maddesinde futbolcu temsilcilerinin, 16 maddesinde ise futbolcu ve kulüplerin bu talimat kapsamı dışında hareket etmeleri halinde uygulanacak müeyyideleri açıklamaktadır.

TFFTT’nin 15. maddesine göre; talimatta belirlenen kurallar aleyhine davranıp yükümlülüklerini yerine getirmeyen futbolcu temsilcileri hakkında, uyarı, kınama, para cezası, lisansın askıya alınması, lisansın iptali yaptırımları tek tek veya birlikte uygulanacaktır. Lisansın iptal edilmesinin hukuki sonucu ise temsilcinin tüm haklarının ortadan kalkmasıdır. İptal tarihinden itibaren 2 yıl süre ile temsilci sınava kabul edilmez.

TFFTT 16. maddesi ise futbolcular ve kulüplerin ancak geçerli lisansı bulunan temsilciler ile temsilcilik sözleşmesi imzalayabileceklerini, aksi takdirde uyarma, kınama, para cezası, bir aya kadar hak mahrumiyeti cezalarından biri veya birkaçına maruz kalacaklardır.

Basketbolda ise, TBFTY’nin 16 maddesi basketbol oyuncu temsilcilerine ilişkin cezai hükümleri düzenlemektedir. Bu hüküm temsilci – oyuncu, kulüp ayırımı yapmadan sadece oyuncu temsilcisinin aykırı hareketleri sayılmış ve cezai müeyyideler belirlemiştir. TBFTY 16. maddesi TFFTT’nin 15. maddesine göre daha ayrıntılıdır. Bu maddede sayılan davranışları gerçekleştiren oyuncu temsilcileri hakkında, kınama, ihtar, para cezası, oyuncu temsilcisi sertifikasının askıya alınması, iptali birini veya birkaçını sıra takip edilmeksizin uygulanabilmektedir. Sertifikanın iptal edilmesi durumunda 3 yıl süre ile tekrar başvuruda bulunulamaz.

TBFTY 16.2. maddesi ise, kendilerine sağlanan hak ve yükümlülükleri kötüye kullanan veya bu yönerge ile belirlenen görevi yerine getirmeyen antrenörler, oyuncular, oyuncu temsilcileri, kulüpler ve yöneticiler TBF disiplin kurulu tarafından cezalandırılır denileceğini oyuncu temsilcileri dışında kulüplere, yöneticilere, oyunculara ve antrenörlere cezai sorumluluklar yükleyeceğini belirtmektedir.

j) İhtilafların Çözümü:

TFFTT’nin 18. maddesi, futbolcu temsilcileri ile futbolcular ve/veya kulüpler arasındaki ihtilaflarda karar yetkisini, TFF Yönetim Kurulu’na vermiştir. Futbolcu temsilcilerinin çalışması hakkında yapılan tüm şikâyetlerin ilgili olayın vuku bulduğu tarihten itibaren iki yıl içinde ve her halükarda ilgili futbolcu temsilcisinin faaliyetinin son bulmasından sonra altı aydan geç olmamak üzere Federasyona yazılı olarak bildirme zorunluluğu bulunmaktadır.

TBFTY’nin Anlaşmazlıkların Halli Başlıklı 19. maddesi; oyuncu- ve oyuncu temsilcileri arasında imzalanan Standard Oyuncu- Temsilci Sözleşmesi’nden doğan anlaşmazlıkların çözümü için TBF’ye başvurabilme imkânı tanımaktadır. Ancak, TBF bu tür uyuşmazlıklara bakmak için ilgili talimatnamenin 20 ve 21. maddesinde sayılan başvuru koşullarının yerine getirilmiş olması şartını aramaktadır. Dolayısıyla başvuru koşullarını yerine getirememiş olan örneğin usulüne uygun olarak yapılmayan başvurular TBF tarafından incelenmeyecektir.

Taraflar ayrıca uyuşmazlıkların çözümü için, 5105 sayılı Kanunla belirlenen tahkim yoluna gidebilmektedir.

III- SONUÇ

Türk Hukuku’nda sporcu temsilciliği sözleşmeleri ile ilgili olarak uygulamada en çok görülen futbol ve basketbol oyuncu temsilciliği sözleşmeleri ile ilgili düzenlenmiş olan iki federasyonun karşılaştırmalı olarak analizi sonucunda görülmektedir ki, Türk Futbol Federasyonu birçok konuda Türk Basketbol Federasyonu’na nazaran daha etkin çözümler bulmakta konuya daha profesyonel yaklaşmaktadır. İç yönetmeliklerini oyuncu temsilciliği sözleşmeleri ile ilgili olarak FIFA ile uyumlu hale getirmesi, oyuncu temsilcilerinin listesini her yıl FIFA’ya sunması ve oyuncu temsilciliği seçimlerinde FIFA’nın uygulamış olduğu sınav sistemini uygulayarak lisanslı oyuncu temsilci seçimleri kuşkusuz TFF’nin bu konuya göstermiş olduğu özeni göstermektedir.

Ancak TBF tarafından hazırlanmış oyuncu temsilciliği yönergesi, FİBA oyuncu temsilciliği ile ilgili düzenlemelere yönelik hiçbir atıfta bulunmamaktadır.  Oyuncu temsilciliği listesi FIBA’ya sunulmamakta, seçimler oldukça sübjektif değerlendirmeler ile yapılmakta ve uygulama ile denetim arasındaki bağ oldukça zayıf tutulmaktadır. TBF bu  yönergeyi uygulamamakta, sorumluluklarını yerine getirmemektedir.

Tüm bunların dışında, oyuncu temsilcileri çoğu zaman tarif edilen şartları yerine getirmemekte ve birçok basketbol oyuncu temsilcisinin lisansı bulunmamaktadır. Dolayısıyla, oyuncuyla temsilci arasında imzalanması öngörülen standart oyuncu temsilciliği sözleşmesi (tip sözleşme) uygulamada yer bulmamaktadır. Türk Basketbol Federasyonu bu konuda ciddi bir duyarsızlık içindedir. Türkiye’de basketbolun gelişiminin artmasına rağmen basketbolun bu konudaki hukuksal yapısı, zafiyetini göstermektedir. En kısa zamanda uygulamanın uluslararası düzeye getirilmesi gerekmektedir. Aksi takdirde, lisanssız oyuncu temsilciliği sorunu bir etik problem olarak karşımızda duracaktır. Özellikle, yabancı oyuncu ve temsilcileri karşısında kurumsal bir hizmet verilememektedir. Bu durum, Türkiye’yi yabancı oyuncular ve temsilciler gözünde riskli ülke konuma getirmekte ve Türk Basketbol imajını olumsuz etkilemektedir.

Diğer taraftan, genel olarak kanuni mevzuat ile federasyonların iç mevzuatları arasındaki kopukluk uygulamada bir çok sorun yaratmaktadır. Standard sözleşme dışındaki sözleşmelerden doğan uyuşmazlıkların federasyonlar tarafından çözümlenmemesi, meseleyi genel mahkemeler önüne getirmektedir.  Türk Yargı Sisteminde spor hukukuyla ilgili ihtisas mahkemelerinin bulunmamasından dolayı da,  etkin çözümler bulunamamaktadır. Bu nedenle, federasyonlar ilgili sorunların çözümlenmesinde herhangi bir kısıtlama koymadan anlaşmazlıkların çözümüne eğilmelidir.

Sonuç itibarıyla, sporcu temsilci sözleşmeleri Türk hukukunda olması gereken yerde değildir. Ancak, üzerinde durduğum sorunlar ve etik problemler gerekli resmi müdahalelerle aşılacak niteliktedir. Türk Sporunun dünya çapında giderek artan başarısı hiç kuşkusuz sadece sporcuların başarıları sayesinde değil aynı zamanda spora hizmet eden kişi ve kurumların etkin birlikteliğine ve başarılı olmasına bağlıdır. Bu nedenle, sporla ilgili olan her kişi ve kurumun gerekli özeni göstererek Türk sporunun daha iyi seviyelere gelmesi için spora gönül veren herkesin beraber çalışarak sistemdeki sorunları çözmek için elinden geleni yapacağı inancını taşıyor ve umut ediyorum.